4 Şubat 2012 Cumartesi

Ben sevecek tek bir kişiyi bile bulamazken,insanlar hangisini daha çok sevdiğine karar veremediği bu kadar kişiyi nereden buluyor?

3 Şubat 2012 Cuma

Bu nasıl bir düzendir ki, hayatının sonunda iyi bir yerlere gitmek için, sırf kendin için, devamlılığın için, kendini insanlara iyilik yapmak zorunda hissediyorsun.
Şunu kabullenin artık. İnsani olan tek duygu bencillik.

30 Ocak 2012 Pazartesi


Neden ihtiyacımız var birilerini sevmeye?
Neden tek başımıza yapamıyoruz?

İnsanlar tarih boyunca Nirvana'ya ulaşma çabasındadır. Kusursuzu, mükemmeli ne kadar büyük fedakarlıklar gerekirse de aramaya devam ederler.
Bazıları başarılı olmaya yaklaşır. Kusursuzluğa sanki elini uzatsa dokunacak kadar yakın mesafededir. Ama insanlığından kaybettikleri kusursuzlığuyla örtebileceklerinden çok daha büyüktür. 
Bazıları başarısızlığı görür, ona boyun eğer. Bunlar yeterince büyük şeyleri feda etmemiş olanlardır. Mesela sahip olduğu tek şeyi, insanlığını. 
Yani aslında kusursuz gördüğümüz insanlar, insan olmayanlardır.
Başarısız görüp ayıpladıklarımızsa benliğini vermeyecek kadar insandırlar.

Ve asıl kusursuz insan, birilerinin kendisini sevmesine ihtiyaç duymayan insandır. 


25 Ocak 2012 Çarşamba

22 Ocak 2012 Pazar

Fazlasıyla feminen duygu tercümeleri

Unutmaya çalışırsın.
Unutulmaz.
Tamam, kabul. Yenildim dersin. Sürekli hatırında tutmaya çalışırsın.
Hatırlayamazsın.

Ama bu ikisinden tek bir şey yaparsın. Öğrenirsin.
Güvenmemeyi, beklentilerini düşürmeyi.

Bazen hardal sarısı oje kadar kişiliksiz oluyor yaşadığın şeyler.

17 Ocak 2012 Salı

Biraz keyifsizseniz ve etrafınızdakilerden sıkıldıysanız,hiç tanımadığınız birine hediye göndermeyi deneyin.Kesinlikle işe yarıyor.
Hala bütün şarkıları birileri için dinlemek. Bunu tanımlayan bir kelime olsa keşke. 

Çocukları bir şeyler çağırır hep. Bunları biz ne anlayabiliriz ne de duyabiliriz. Aynı hayatımızın belki de en önemli dönemini hatırlamayışımız gibi. Hangi birimiz o rahim denen gizemli ve dünyanın en güvenli yerini ya da anne sütünün tadını hatırlıyor ki?
İşte o çağıran şey yüzünden belki de, her birimiz birbirine "insan" diye hitap ederken, herkes onlara "çocuk" diyor.

16 Ocak 2012 Pazartesi

Bahsedilen şey.
Bu şarkıyı dinlemek, büyümekti benim için. Ne kadar insan olduğumu anlamaktı. Şarkı deyip geçmemeli. Karar vermeye başlamaktı. Sonra o boktan kararların boktan sonuçlarını en dibe batıp öğrenmekti.
Ben en sevdiği çiçeğe bir şarkı sonucunda karar veren bir insanım.

Bir de insanlar.
Paylaştığımız ilk şarkı bu olsun istedim.

'bir iyilik et kendine
lütfen git geri dönme
kaldım çıkmazda beni bekleme..'
http://fizy.com/#q/athena+çöküşlerdeyim
Hayattaki tek amacımız,ölmeden önce tüm yaşantımız gözümüzün önünden geçerken sıkılmamak olmalı.                           
Burada sevme yeteneği olmayan biri konuşuyor. 
Ben kimsenin arkasından, önünden, sağından, solundan ağlamadım. Ama çok yumru oturdu takriben akciğer ile diyafram arası bölgeye. -Biyolojim kötü kardeşler, geçen birine "Benim böyle karın tarafında bir yerlerim ağrıyor da, apandisitim patlamış olabilir mi?" diye sordum.-
Sevmek falan diyorduk.
Sevmiyoruz diyorduk. 
Sadece sevme yeteneğimizin olduğunu kanıtlamak için birilerine kendimize denek arıyoruz diyoruz. 
Şarkılar, sokaklar, kokular da tuzu biberi bu işin. 

Yalan söylüyorum galiba. 
O diyaframın oraya bir yerlere oturan yumru hiç geçmek bilmiyor. 
Bir de ona yaşayacağını tahmin ettiğin şeyleri bir bir yaşamak katılıyor. 
Ama o tahmin ettiğin şeylere vermeyi planladığın tepkileri hiçbir zaman veremiyorsun.
Siktir git hayatımdan gibi. 


'Balonu yere düşürmemece' oynamadan,gerçek bir çocuk sayılmazsınız.


Mantalite belli: Allah'ın kıçı kırık Harward'lısı yapabiliyorsa bizdeki bu iman gücüyle neler yapmayız. 
Az zeka, çok "sallamaya kayan hayalgücü"yle bir yola baş koyduk. 
"Severek takip ediyoruz" tadında olsun.